11.10.10

şip-şak

bu aralar foto çekmeye merak saldım. ama öyle profesyonel fotolar falan değil. böyle arada karşılaştığım ilginç, komik, anlamlı, anlamsız şeylerin fotosu. ama hepsinin bi hikayesi var tabi. şimdi bu yazımda bol bol foto göreceksiniz.

* önce eskilerden başlayayım. bi ara, yani o ara ben daha üniversitedeyken, daha yurtta kalıyorken, bunları anlatmak çok acı, şimdi iş durumları hiç çekilmiyor inanın, işte bi ara odada benim sürahideki elma suyunun içinde üç tane küf peyda olmuştu. ıyyk falan demeyin, çok güzeldiler, böyle pamuk gibi, insanın sevesi geliyordu, valla.
işte şu yukarıda gördüğünüz foto o küflerin fotosu. evet biliyorum pek bi anlamlı gözükmedi size, fotonun şu alt kısmındaki bulanık yer var ya işte orda saklanıyorlar.

* sonra bi ara bizim odada tuvalet kağıdı kıtlığı vardı ayıptır söylemesi. şimdi "nee? tuvalet kağıdınız yok muydu?" deyip iğrenç şeyler düşünmeyin. tuvalet kağıdını biz her türlü peçete yerine kullandığımız için hemen bitiyordu. ve bi seferinde bikaç gün alamadık, zamanımız yoktu, unuttuk falan. en sonunda tuvalet kağıdı aldığımızda onu çocuğumuz gibi bağrımıza basmıştık. (fotodaki oda arkadaşım meltem kuzusu)

 * ablamın yılan fobisi var. ha şimdi böyle düşününce yılandan kim korkmaz ki? ama o yılan denildiğinde bile irkiliyor. ihsan oktay anar'ın güzelim kitabı 'puslu kıtalar atlası'nın üzerindeki yılan çizimini görmemek için de şöle bi çözüm bulmuş ablacım. (bkz: fobi insana yaratıcı fikirler kazandırır)
şu yazıyor notta: lütfen böyle kalsın. gözüm takılıyor, geriliyorum... :)
* şimdi ekleyeceğim fotodaki cep telefonlarından 2si hariç kalan hepsi 12 yaşındaki bi kız çocuğuna ait. ben ilk gördüğümde 'nasıl yani?' demiştim. ama gelin görünki, o telefonlardan 2si hariç kalan hepsi, şu telefon satan yerlerdeki tanıtım telefonları, hiçbiri gerçek değil. hangi ikisi gerçek?
* bir de dayımın yaratıcı düşünceleri var. 'penguen' dergilerinden oluşan kitabın -uen kısmı yırtılınca şöle bişi yapmış;
* bu da her evde olası özellikle yatmaya giderken kapı önüne çıkarılan yalnız terlik. bizim evde gün içinde çokça rastlanıyor. ama bu sefer biraz ürkütücü geldi, gece gece karşılaşınca.. iiuuww creepy terlik!
* son olarak geçenlerde alışveriş yaparken rast geldiğim değişik bi çikolatanın fotosunu koymak istiyorum. aslında değişik olan kısmı ismi. görünce 'vay' dedim ve aldım hemen. belirtiyorum, ben çikolata sevmeyen bi insanım. çikolatayı sırf fotosunu çekmek için aldım ve uzun süre yemedim. ta ki kardeşim 'abla deliriyorum, o çikolatayı yer misin artık?' diyene kadar. adından belli işte, delirten lezzet! (bkz: sesli sözlük/delirium - hastanın çevresini doğru olarak kavramasına engel olacak düzeyde yönelim bozukluğu ve düşünce bulanıklığıyla beliren zihinsel bozukluk)
 bu arada çok güzel bi çikolataydı. tavsiye ederim :)

bugünlük bu kadar, daha sonra Başka Birinin Sorunu'ndan gelen mim'imi yazacağım buralara bi yere. bıy.

7 yorum:

burak dedi ki...

güzel =)

мєltєм on 11 Ekim 2010 22:04 dedi ki...

hahaha fatma yaw zaman zaman çok iç içıcı zaman zaman düşündürücü zaman zaman da ürkütücü konulara değinmişsin bıyıldım:P

*ara beni lan!

Anken Stein ©8ex-en8 on 11 Ekim 2010 22:55 dedi ki...

Delirium'u çözemedim.

jakoobi on 11 Ekim 2010 23:28 dedi ki...

nesini çözemedin ? :) ilginç olan kısmı mı ?

Laura on 12 Ekim 2010 16:36 dedi ki...

tuvalet kağıdına bittim ya. çocuğum tuvalet kağıdı .d
delirium un ismi güzelmiş ama ben hiç görmedim bu çikolatayı .s
nerden aldın ki?

jakoobi on 12 Ekim 2010 19:15 dedi ki...

u&k die bim tarzı bi marketten :))

Profösör on 12 Ekim 2010 22:05 dedi ki...

Çikolata yiyemem aman.. Diyabetliyimm korkarım amannn..

Yorum Gönder

 

J's Süpernova !